Sevgili okurlarım bildiğiniz gibi Nisan ayına girdik. Ülkemiz son günlerde zorlu süreçlerden geçmektedir. Hepimiz sağlığımızdan endişe ettiğimiz şu günlerde Nisan ayında yağan yağmurlar ülkemize şifa olmasını canı gönülden diliyorum.Nasıl?sorusunu duyar gibiyim.Sizlere biraz kendi bildiklerimi biraz araştırmalar yaparak paylaşımda bulundum.Umarım sizleri aydınlatabilirim…
Nisan yağmuru ne zaman toplanır?
Rumi Takvime göre, Nisan ayının 2. yarısından 13 Mayıs’a kadar yağmur sularının temiz kaplarda toplanarak biriktirilmesi daha sonra kullanılması adet haline gelmiştir.
Bugünlerde yağması beklenen bereketli Nisan yağmurları, vücuda zindelik ve enerji kazandırıyor. Çünkü içinde “kullanılabilir demir” var.Kış boyunca en alt seviyeye inen vücudun demir miktarını en doğal yoldan geri kazanabilirsiniz: Yağmur gördüğünüzde dışarı çıkıp bol bol ıslanın!..
Bu hafta yağmurlar başlarken etrafınıza dikkatle, fark etmek için bakın. Yaprakların boyutlarını, renklerini, tomurcukları hafızanıza kaydedin… Üşüyorsanız yağmur suyunu toplayın ve evde ısıtarak duş alın… Evcil hayvanınız varsa bu sudan içirin, mümkünse yağmurda dolaştırın. Evde yaşlılar varsa onların da ellerine, yüzüne, saçlarına yağmur suyu sürün. Hatta mümkünse hafta başında, kanınızdaki demiri ölçtürün; ıslana ıslana dolaştıktan sonra kanınızdaki demiri tekrar ölçtürün… Böyle tavsiye ediyor uzmanlar.
Anadolu’da “şifalı” olarak kabul edilen nisan yağmurlarını biriktirme geleneği yerine getirilmeye devam ediyor. Uzmanlar, nisan yağmurlarıyla birlikte taşınan maddelerin yer yüzüne düştüğünü, bu yağmurların ise içme ve kullanma sırasında bu özellikleri sebebiyle yarar sağladığını, cilde ve saça etkileri olduğunu belirtiyor.
UZMANLARIN NİSAN YAĞMURU İLE İLGİLİ VERDİĞİ BİLGİLER
“Hastalara şifa olarak dağıtılıyordu”
Nisan yağmurlarının, diğer aylarda düşen yağışlardan farklı olduğunu anlatan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Köse, “Nisan yağmurları sırasında, havadaki bu zerrecikler yağışla yeryüzüne düşer. Ancak hava kirliliğinin yoğun olduğu kentlerde, havada asılı bulunan çeşitli karbon ve kükürt partikülleri ile çok sayıda zararlı kimyasal madde parçacıkları da yağmur sularına karışacağından, havası kirli yerlerde yağmur suları faydadan çok zarar veren bir durumun ortaya çıkmasına neden olabilir. Havanın temiz olduğu ve kirletici unsurların bulunmadığı yerlerde, nisan yağmurlarının temiz kaplarda toplanarak kullanılması, sağlık açısından son derece faydalıdır.”
Nisan yağmurunun altında durulması önerisinde bulunan Köse, “Nisanda yağan yağmurlar, vücuda zindelik ve enerji kazandıran kullanılabilir demir maddesi içermektedir. Nisan yağmurlarıyla, kış boyunca en alt seviyeye inen vücudun demir miktarı, en doğal yoldan geri kazanılabilir.” ifadelerini kullandı.
Yaşlıların el, yüz ve saçlarına yağmur suyu sürülmesinin de faydalı olacağını belirten Köse, “Mümkünse yağmur öncesinde kanınızdaki demiri ölçtürün, ıslana ıslana dolaştıktan sonra kanınızdaki demiri tekrar ölçtürün. Aradaki farkı net olarak göreceksiniz.” dedi.
Selçuklulara başkentlik yaptığı dönemde Konya’da nisan yağmurlarının kaplarda toplanıp hastalara şifa olarak dağıtıldığını, yemeklere katıldığını anlatan Köse, şunları kaydetti:“O dönemde Konya’da bulunan Mevlana dergahında Mevleviler, ‘nisan tası’ adı verilen kaplara topladıkları nisan yağmurlarını, gelen misafirlere ikram ediyorlar, bu suyun bazı dertlere şifa olacağına inanıyorlardı. Nisan yağmuru biriktirme geleneği azalsa da özellikle Konya’nın kırsal bölgelerinde çeşitli şekillerde yaşatılmaktadır. Nisan yağmurlarının şifalı olduğuna inananlar, yağmur yağarken leğen benzeri geniş ağızlı kapları açık alanlara bırakarak, içine yağmur sularının dolmasını sağlıyor. Bu kaplarda biriken sular, daha sonra bidonlara aktarılarak çeşitli şekillerde kullanılıyor. Saçları uzamayanlar başlarını bu nisan yağmuruyla yıkarken, temiz kaplarda toplanan suları, baharın bolluk ve bereket getirmesi ya da hastalıklardan arınılması düşüncesiyle de içenler oluyor.”
Mevlevilikte Nisan yağmuru geleneği
Yrd. Doç. Dr. Nuri Şimşekler ise, Mevlevilikte Nisan suyu geleneğinin 21 Nisan-21 Mayıs arasını kapsayan zaman diliminde yağmurların biriktirilmesine verilen ad olduğunu belirterek, “Genellikle ilk haftasında yağanı makbuldür. Nisan suyunu toplamak için Nisan Tası denilen özel işlemeli kazanlar mal edilirdi” dedi.
Mevlana’nın, şiirlerinde bahar yağmurlarının bereketliliği ve bedene tazelik verdiğinin yer aldığını vurgulayan Şimşekler, Mevlana’nın “Güz yağmurundan kaçabildiğince kaç, çünkü güz yağmuru yaprakları döktüğü gibi seni de hasta eder. Ama bahar yağmuru nasıl tabiatı canlandırıyorsa senin de dimağını (beyin) ve bedenini o şekilde canlandırır” dediğini anımsattı.
YEMEKLERDE DE KULLANILIYOR:
Bereket ve bolluğu ifade eden Nisan yağmurlarının hep sevinçle beklendiğini ve karşılandığına işaret eden Nabız Sağlıklı Yaşam Derneği başkanı Dr. Orhan Şahin, “Kışın ağırlığı ve tembelliği baharın gelmesiyle hareketlenmeye başlarken, Nisan yağmurları da uyandırılan tabiatın bir parçası halinde geliyor. Özellikle saç ve cilt sağlığında alternatif bakım ve tedavi yöntemlerinin arandığı günümüzde, uygun şartlarda toplanan Nisan yağmurları yararlı olacaktır. Halen Anadolu’da Nisan yağmurlarının toplanıp, sağlık amacıyla birçok alanda kullanıldığı görülmektedir. Hastalara, misafirlere verildiği gibi yemeklerde de kullanılmaktadır. Özellikle Rumi Nisan ayının 2. yarısından 13 Mayıs’a kadar yağmur sularının temiz kaplarda toplanarak biriktirilmesi daha sonra kullanılması adet haline gelmiştir” dedi.
Leave feedback about this