29 Mart 2024
İstanbul
SANAT

Sanat kavramını yaşamak ister misiniz?

Platon’a Göre Sanat

Platon, gerçekliği ikiye ayırmıştır. Bizim içinde yaşadığımız sürekli değişen maddesel dünya, İdealar dünyasının gölgesidir ve içerisinde bulunduğumuz gölgeler dünyasında bazı şeyler vardır ki onlar gölgeden bile daha sahte ve yapaydır. Platon bunlara “eidola” demiştir.

Platon’a göre sanat da bu eidolardan biridir. Sanat bizlerin bir yansımasıdır, idea dünyasının yansıması olan dünyamız gibi. Ve bu eidolar, yüzeysel bir gerçekliği yansıttığı için bizleri hakikatten uzaklaştırır hatta ters yöne doğru götürürler. Platon tam da bu yüzden Devlet kitabında sanata karşı çıkmıştır. Sanatçının kendine özgü bakışını yansıtan eserlerin gerçekliği yansıtmaktan uzak olduğunu ve bizi hakikatten alıkoyduğunu savunur.

Hatta bir adım daha ileri giderek sanatın ahlaken de zararlı olduğunu ileri sürmüştür. Sanatsal eserlerde yer alan kötü karakterlerin, okuyucu ve izleyiciye olumsuz bir örnek oluşturduğunu ve bu yüzden kişilerin zarar göreceğini de savunmuştur.

Aristoteles’e Göre Sanat

“Poetika” adlı eserinde Aristoteles; sanatçının ödevinin, olanı veya olmuş olanı değil mümkün olacak olanları ifade etmek olduğunu ileri sürerek sanatçının vazifesinin gerçekliği anlatmak olduğunu savunan Platon’a karşı çıkmış ve cevap vermiştir.

Aristoteles’e göre sanatçının, hayatı olduğu gibi iletmemesi, özümsemesi ve kendi süzgecinden geçirmesi iyi bir şeydir. Bu sayede hayatın gereksiz ayrıntıları ve anlamsız olaylardan sıyrılan gerçeklik bireye daha yararlı bir hale gelmiş olur.

Kant’a göre Sanat

Kant, sanatın kendi dışında, hiçbir amacı olmadığını savunmuştur. Tek amacı kendisi olan sanatı, ancak bir dehanın var edebileceğini söylemiştir.

Hegel’e göre Sanat

Sanat Hegel için insan aklının bir ürünüdür. Doğanın bir taklidi olmasına rağmen doğadaki güzellikten çok daha üstündür. Hegel sanatın amacının doğanın taklidi olarak görmüş ve bunun değişmesi gerektiğini düşünmüştür.

Marks’a göre Sanat

İnsan ve doğanın karşılıklı etkileşiminin bir parçası olan yaratıcı eylem, toplumsal bir karaktere bürünmüştür. Yaşamı insani bir hale sokan temel unsurun sanat olduğunu söylemiş, sanatın araştırmacı ve yaratıcı çok yönlü tümel insana ulaşma çabası içerisinde gelişebileceğini savunmuştur.

Tolstoy’a Göre Sanat

Tolstoy’a göre esrarengiz bir güzellik ideası veya Tanrı’nın saklı sureti, duyguların dışa vurumu ya da açığa çıkan içsel bir enerji veya hoşa giden objeleri üretmek değildir sanat. Sanat, maddi ve faydacı bir kaygı beslemeksizin insanın tinini yücelten türden bir haz vermeyi amaçlayan özgün faaliyetler bütünüdür, benliğimize gömülmüş yüceltici duyguları, entelektüel düşünceleri derin bir varlık bilinciyle uyandıran yaşama dair bir ifade şeklidir.

Tolstoy’a göre sanat gelecekte muhakkak hitap ettiği seçkin azınlıktan kurtulup mükemmelliği ve birliği savunan herkese yönelik bir araç olacaktır.

About The Author

Leave feedback about this

  • Quality
  • Price
  • Service

PROS

+
Add Field

CONS

+
Add Field
Choose Image
Choose Video

X