25 Nisan 2024
İstanbul
BEBEK & ÇOCUK

Çocuklarda Obezite Neden Olur?

Çocuklarda obezite nedenleri, anne ve bebeğe ait faktörler, çocuklarda diyet ve bu diyetin onların psikolojisine yansımaları ile ilgili tüm detaylar bu yazımızda.

Yeme alışkanlıklarımız hızla değişiyor. Ev yemekleri yerine tercih edilen fast-food yani hızlı atıştırma tarzı beslenmenin karşımıza çıkardığı en önemli sorun ise obezite. Yüksek tansiyon, kalp hastalıkları gibi ciddi sağlık problemlerine yol açan obezitenin görülme yaşı giderek düşüyor. Yapılan araştırmalara göre; kilo fazlalığı olan çocuk sayısı yüzde 12, obez çocuk sayısı ise yüzde 5. Çocuklarda obezite nedenleri, anne ve bebeğe ait faktörler, çocuklarda diyet ve bu diyetin onların psikolojisine yansımaları ile ilgili tüm detayları sizler için araştırdık..

Obezite nedir?

Obezite, vücut yağ dokusunun artmasıdır. Hastanede vücut kitle endeksi ölçümleri yapılır. Yaş ve cinsiyet durumu göz önünde bulundurularak yapılan hesaplamalara göre eğer değerler yüzde 95’in üzerinde ise obez olarak kabul edilir. 2 yaş altı için yapılan hesaplamalar farklılık gösterir ve sınır yüzde 97’dir. Memorial Şişli Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Elif Özsu, obezitenin temellerinin anne karnında atıldığını belirtiyor. Özsu’ya göre anne adayının gebelikteki beslenme şekli ve kilo alımı önemli çünkü bebek, annenin gebelikte beslenme şeklinden doğrudan etkileniyor.

Gebelikte çok şekerli yemek çocukta yağlanma nedeni

Erken çocukluk ve infant dönemi metabolik açıdan son derece kritiktir. Düşük doğum ağırlığı, prematüre ve doğum kilosu yüksek olan bebeklerde insülin direnci, hipertansiyon, dislipidemi yani kanda yağlanma, bel çevresinde genişleme riski olur. Uz. Dr. Özsu, “Bu bebekler çocukluk çağında obez bireyler olabilirler diyor ve ekliyor; gebeliğin ilk üç ayında daha belirgin olmak üzere gebelik boyunca yeterli ve düzenli beslenmeyen ve zayıf olan annelerin bebeklerinde de insülin direnci riski vardır. Gebelikte fazla şeker tüketen annelerin bebekleri okul çağında yağlanma sorunu yaşar. Düşük doğum ağırlıklı bebekler yoğun beslenir ve abartılı büyümeyi yakalama yaşanırsa obezite riski artar.”

Aşırı kilolu anne adayları gastrik bypass olmalı mı?

Fazla kiloları nedeniyle gastrik bypass yapılıp sonrasında gebe kalan annelerin bebekleri aynı durumdaki diğer gebe kalabilenlere kıyasla metabolik yönden daha şanslıdırlar. Ancak dikkat edilmesi gereken bir nokta daha var. Uz. Dr. Özsu, bebeklerin ilk iki yıl anne sütü yerine devam sütü ile beslenmesinin yağlı vücut kitlesini değil, yağsız vücut kitlesini artırdığına dikkat çekiyor ve ekliyor; “Proteinden zengin beslenme de kilo alımını tetikler. Yani ilk iki yıl anne sütüne devam etmek ileri dönem yağlı vücut kitlesinin artmasına engel önemli bir durumdur.”

Çocukta obezite riskini artıran faktörler

• Gebelik diyabeti olan anne adaylarının erkek bebekleri ileri dönemde obez olabilir.
• Gebelikte aşırı yeme obezite için risk etmeni oluşturabilir.
• Gebelikte 16 kg ve üzeri alınırsa, çocuğun 17 yaşında beden kitle indeksinin 90’ın üzerinde olma olasılığı yüksektir.
• Anne adayının gebelik zehirlenmesi olarak da bilinen preeklampsi yaşaması ileri dönemde hem kız hem erkek bebekleri etkileyerek obezite riskini artırır.
• Erken yaşta gebe kalınması ve düşük sosyoekonomik durum da ileri yaş obezitesi için risktir.

Ne yapmalıyız?

Anne adayı gebeliğin başlangıcından itibaren gebelik için gerekli besin öğelerini içeren dengeli bir diyet uygulamalıdır. Gebelik süresince 9-12kg alımı yeterlidir. Gebelik başlangıcında kilolu olan anne adayının fazla ağırlık kazanmasına gerek yoktur. Gebeliğin son 3 ayında yağ birikimini önlemeye yönelik enerji sınırlaması, fetüs büyümesini olumsuz yönde etkileyeceğinden sakıncalıdır.

Bebeklik dönemine (0-1 yaş) özel beslenme

• Yaşına göre alması gereken enerji ve besin öğelerini sağlayacak dengeli bir diyet uygulanmalıdır.
• Bu dönemde enerji kısıtlanması büyüme ve gelişme için uygun değildir. Her ağlamada besin verilmemelidir. Anne sütünü kesmek de uygun değildir.
• İlk 6 ay tek başına anne sütü verilmesi yönünde anne desteklenmeli, 2 yaşına kadar tamamlayıcı besinlerle birlikte anne sütü verilmeye devam edilmelidir.
• Altıncı aydan itibaren uygun tamamlayıcı besinlere azar azar başlanmalı, verilen tamamlayıcı besinler çocuğun ayına uygun olmalıdır.
• İlk verilen ek besin tatlı olmamalı, süt, şeker-bal, reçel, bisküvi, muhallebi gibi besinlerin verilmesinin enerji alımını artıracağı unutulmamalıdır.
• Bebeğin tükettiği diğer besinlerin yaşına uygun miktarlarda verilmesi sağlanmalıdır.
• Uzun süreli biberon kullanımı önlenmeli, anne biberon yerine kaşıkla beslenme yönünde teşvik edilmelidir.

Düzensiz uyku obezite nedeni olabilir

Çocukların son yıllarda yeme alışkanlıklarının hızla değiştiğine dikkat çeken Memorial Kayseri Hastanesi Çocuk Endokrinoloji ve Neonatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Selim Kurtoğlu, çocukların kahvaltı öğününü atladığını ve ev yemekleri yerine sıklıkla dışarıdan yemek yemeye başladıklarına dikkat çekiyor. Bu beslenme tarzı, karbonhidrat, nişasta ve trans yağların vücuda girişinin artmasına neden oluyor. Ayrıca düzensiz uyku obeziteye yol açan önemli risk faktörlerinden biri. 8 saatten az uyuyan çocuklarda iştah açıcı hormonu tetikleyip, aşırı miktarda yemek tüketilmesine yol açıyor. Bilgisayar ve televizyon karşısından uzun saatler geçiren, hareket etmeyen ve sürekli atıştırma halinde olan çocukların da ortak problemi fazla kilo oluyor. Fruktozlu içecekler de karaciğerde yağlanmaya neden olarak obeziteye kapıyı aralıyor.

Hormonlar da obezitede etkili olabilir

Hormonlara vurgu yapan Prof. Dr. Kurtoğlu, “Hormonların rol oynadığı obezitede, eğer bir çocukta yağ dokusundan salgılanan leptin adlı hormonda eksiklik varsa veya leptine karşı dirençliyse çocukluktan itibaren kilo alımı başlar. Büyüme hormonu ve tiroit hormonu eksikliği olan çocuklarda göbek hattında yağlanma görülür” diyor.

Organlara zararı büyük

Obezitenin en çok etkilediği organların başında kalp geliyor. Kilo problemi olan çocuklarda ergenlik döneminde yüksek tansiyon görülebiliyor. Eğer çocukta damar sertliği de varsa kalp krizi geçirme riski artıyor. Prof. Dr. Selim Kurtoğlu obezitenin organlara verdiği zararı şu şekilde sıralıyor: “Aşırı kilo, akciğerlerde solunum zorluğu yapıyor. Özellikle toraks adı verilen göğüs kafesini saran yağ büyük sıkıntı yaratıyor. Horlama, üst solunum yolu tıkanması sıklıkla görülen şikayetler arasında yer alıyor. Beyinde yalancı su toplama yapabiliyor ve baş ağrısına yol açabiliyor. Kemikler zayıflarken D vitamini depolaması düşüyor. Karaciğer yağlanıyor. Pankreasın zorlanmasıyla şeker hastalığı gelişiyor. Reflü görülebiliyor. Çocuğun topluma uyumu ve psikolojik durumu etkileniyor. Ergenlik dönemi erkeklerde gecikirken, kızlarda olması gerekenden daha erken zamanlarda başlıyor.”

Çocuklarda obezite cerrahisi çözüm mü?

Aşırı kilolu çocuklarda 16-18 yaş itibariyle obezite cerrahisi düşünülebilir ancak kesin bir çözüm olmadığı bilinmelidir. Bu sadece sıkıntıları azaltacaktır. Önemli olan hayat tarzında yapılacak değişiklikler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Selim Kurtoğlu’nun önerileri şöyle;

• Anne-baba beslenme eğitimi almalıdır.
• Bebeğe ilk 6 ay sadece anne sütü verilmelidir.
• Günde en az bir saat spor yapılmalıdır.
• Porsiyonlar sınırlı tutulmalı ve sık yemek yenmelidir.
• Dışarda fast-food tüketilmemelidir.
• İnsülinde sıkıntı çıkarsa doktor kontrolünde ilaçlara başvurulabilir.
• İştah kesici ilaçlar bütün dünyada yasaklandı, kullanılmıyor. Başka ülkelerden gelen bitkisel ilaçlara bazı maddeler katıldığı için dikkat edilmelidir.
• Akdeniz mutfağından vazgeçilmemelidir.

Çocuklar diyet yapar mı?

Dyt. Eftal Geçgil’e göre “Diyet, çocuklar için kullanılacak doğru kelime değil. Sağlıklı beslenme, porsiyon miktarını ayarlama kullanılacak en doğru terimlerdir” diyor.

Aileler ne yapacağını bilmiyor

Çocukluk çağında alınan enerjinin yaklaşık yüzde 12’si büyüme ve gelişme için harcanır. Bu nedenle, öncelikle çocuğun gelişimini aksatmayacak şekilde yeterli ve dengeli beslenmesi gereklidir. Uz. Dyt. Geçgil, “Çocuğunda kilo fazlalığı olması durumunda ailelerin farklı tutum sergilediklerini belirtiyor. Birincisi; kilo probleminin ilerleyen yaş ile birlikte kendiliğinden çözüleceğine inanıyorlar. İkincisi; çocuğun beslenme alışkanlıklarını aynı şekilde devam ettirip, durumu görmezden geliyorlar. Üçüncüsü ise kısa zamanda sonuç aranan, düşük kalorili-sıkı diyetlere yöneliyorlar.”

Bütün aile çocuğun beslenme planını benimsemeli

Öncelikle hedef çocuğun kilo vermesi değil, kilo alımını engellemek olmalıdır diyen Uz. Dyt. Eftal Geçgil, dikkat edilmesi gerekenleri şu şekilde sıralıyor: “Çocuklar büyüme ve gelişme çağında olduklarından yetişkinlere göre çok daha fazla vitamin ve minerale ihtiyaç duyarlar. Çocuğun büyüme eğrisinde yaşına göre kilo fazlalığına eşlik eden hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalığı ve psikolojik sorunlar yoksa amaç yemek yeme davranışlarındaki bozukluğu düzeltmektir. Sorun; fazla porsiyonlar, abur cuburlar, kalitesiz karbonhidratlar, aşırı yağlı gıdalar ve hareketsizlik olabilir. Beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler, boy ve kilo sonucundaki gelişmeler için hedefler tek tek ve net bir şekilde belirlenmelidir. Oluşturulan beslenme alışkanlıkları mutlaka bütün aile bireyleri tarafından benimsenmeli ve uygulanmalıdır.”

Hem doğru beslenme hem hareket

Çocuklar kalorisi düşük, sıkı diyetlerle kilo vermemelidirler. Büyümede kayıp yerine konulamayan ciddi bir durumdur. Yapılması gereken, beslenme uzmanı eşliğinde yaşına uygun, sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırmayı hedef alan bir beslenme tedavisi oluşturmaktır. Ayrıca boy uzamasına da katkı sağlayan yüzme, basketbol ve voleybol gibi aktivelerle bu süreç desteklenmelidir. Yemekler mümkün olduğunca aile masasında yenilmelidir. Böylelikle çocuğun öğünde alması gereken porsiyon kontrol edilebilir.

Obezite çocukların psikolojisini bozuyor

Obez çocuk demek ileride ciddi sorunlar yaşayacak yetişkin anlamına geliyor. Obezitenin çocuklar üzerinde ciddi bir yük olduğunu dile getiren Memorial Şişli Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uz. Dr. Leyla Alkaş, bu sorunun gelişmesinde yapılan hatalar dizisinin bebeklikte başladığına dikkat çekiyor. Uz. Dr. Alkaş, “Yemek sadece vücudu değil, ruhu da doyuran, psikolojik rahatlama veren bir davranıştır. Bu nedenle kilosu fazla olan, çabuk büyüyen bebek, anneler için iyi bakılmış bebek demektir. Bebeğin her tür ağlama, üzülme, sıkıntı duyma davranışını anne yiyecekle gidermeye çalıştığında, kendisinde “yeterince yemiyor, sağlıklı beslenmiyor, iyi bir anne miyim” kaygısını dengelerken çocuğuna da yanlış bir duygusal sakinleşme alışkanlığı kazandırmış oluyor” diyor.

Tüm kişiliği değişiyor

Ergenlikte başlayan “güzel miyim, yakışıklı mıyım” sorgulamaları artık 6 yaşa kadar düştü. Bebeklikten bu yana sosyal medyada olmak da çocukları olumsuz yönde etkiliyor. Kilolu çocukların oyunlara alınmaması, alay edilmesi, kilosu yüzünden isimler takılması, kendisinin de çabuk yorulup, hareketli oyunlarda beceriksiz olması, çocuğun yalnızlaşmasına neden oluyor. Kendine güvensizliği ve mutsuzluğu artıyor. Her üzüntü ve can sıkıntısını özellikle karbonhidratlı yiyeceklerle giderme kısır döngüsü başlıyor. Çocuğun tüm kişiliğini, yaşam tarzını, kendini algılama tarzını değiştiriyor.

Tedavide bütüncül yaklaşım

Ergenlikte ağır, sağlıksız diyetler, anoreksia-bulimia gibi yeme bozukluklarına dönüşebilir. Ergen depresyonu, davranış bozuklukları, duygusal alınganlık, umursamaz davranışlar giderek tırmanır. Obezite öncelikle koruyucu hekimlikle, sonrasında ise pediatrist, metabolizma–endokrin hastalıkları uzmanı, diyetisyen yanında çocuk-ergen psikiyatrisinin de içinde yer aldığı bir ekip tarafından tedavi edilmelidir. Çocuğun yalnızlığı, mutsuzluğu, umursamaz davranışları ve hareketsizliği iyi okunmalı, “yeme, hareket et, hasta olacaksın, bak alay ediyorlar” gibi söylemlerin ötesinde çocuğu anlamak gereklidir.

About The Author

Leave feedback about this

  • Quality
  • Price
  • Service

PROS

+
Add Field

CONS

+
Add Field
Choose Image
Choose Video

X