Güneydoğuya seyahat planınız varsa kuşkusuz aklınıza gelen ilk şehirlerden biri Diyarbakır olmalı. Neden mi? İşte tüm bunların cevabı yazımızda saklı.
İlk olarak şunu söylemeliyim şehre ilk varışta muhteşem bir kahvaltı ile başlıyorsunuz. Sur’da saraykapı isimli bir han var kahvaltı konusunda tek geçebileceğim bir yer. Envai çeşit kahvaltılık bulunuyor ayrıca duvarlarında eski Türk filmlerinden replikler var. Görsel olarakta memnun kalacağınız bir mekan. Daha sonra Sur içinde Hz Süleyman Cami var. Aynı yerde bir de Diyarbakır Müzesi. Tarih severler bayılacaktır.
Edebiyat meraklıları için Ahmed Arif’in ve Cahit Sıtkı’nın evleri müze olarak misafirlere açık.
Sonrasında Sülüklü Han ve Hasan Paşa Hanında mutlaka kahve ve çay molası vermelisiniz. O yaşadığınız şehirlerin modern havasının çok dışında yerler. Sizi alıp yıllar öncesine götüreceğine eminim.
Bir başka varış noktanız Ulu Cami olmalı. Yazdıklarımdan da anlaşılacağı gibi bu şehir içinde yılların tarihini gizliyor.
Diyarbakır’a gelip on gözlü köprüye uğramadan gitmeyi düşünmüyorsunuz değil mi 🙂
O eşsiz Dicle Vadisine karşı demlik çayınızla günün yorgunluğunu nasıl atacağınızı hayal edin. Saatler nasıl geçiyor anlamayacaksınız bile..
E o zaman madem konumuz Diyarbakır yazımızı bir Ahmed Arif dizesi ile sonlandıralım ;
“Bir ben bileceğim oysa
Ne afat sevdim
Bir de ağzı var dili yok
Diyarbekir kalesi””
About The Author
Leave feedback about this