Organizmamız bizi dünyada enerji olarak var eden en somut yapımızdır. Biyolojik yapımız insanlığın en başından bu yana çeşitli kayıtlar tutmakta ve bunları gen ve protein yoluyla gelecek nesillere aktarmaktadır. Evrimsel biyologlar ve psikologlar bu eğilimi, tecrübelerin hayatta kalma maksadıyla gelecek nesle aktarılması olarak görmektedirler.
‘ALAN KORUMA YAKITLARI: TESTOSTERON VE VAZZOPRESİN’
Erkeklerde halihazırda erkeklik hormonu (testosteron) salgılanmakta ve bu hormon odaklanmaya yarayan vazzopresin hormonuyla bağlandığında yapılan işin niteliğine göre enerji üretmektedir. Bu bakımdan bu hormonlar beraber bağlandığında beynin alan koruma bölgelerini harekete geçirirse, iş hayatında rekabetçilik, özel hayatta kıskançlık, haklarını savunmada agresif tavırlar gözlemlenebilmektedir.
‘ALAN KORUMANIN NÖROBİYOLOJİSİ’
Dr. Louann Brizendine’nin ‘The Male Brain’ kitabında yer alan bilgiye göre, erkeklerde alan koruma devreleri dorsal paramiller nükleus bölgesinde aksiyon almaktadır. Duygu merkezi (amigdala) ve hafıza merkezi (hipokampus), alan koruma konusunda geçmiş deneyimleri referans alabilmek için devreye girmektedir.
Bu özelliğin doğanın tüm erkeklerinde de mevcut olduğu bilinmektedir. Erkeğin dişisini koruma refleksi genlerini gelecek nesle aktarma sürecindeki garanticiliğin bir unsuru olarak görülmektedir. Öyle ki biyolojik yapımız, bu refleksi hayatta kalma unsuru olarak gördüğü için içimize işlemiştir.
‘FARELERLE YAPILAN DENEYLER BUNU KANITLIYOR’
‘The Male Brain’ kitabında atıf yapılan bir deneyde, farelere vazzopressin enjekte edilmektedir. Sonrasında bu farelerin eşlerini ve alanlarını koruma konusunda daha agresif tavırlar gösterdiğine tanık olunmaktadır. Aynı zamanda başka bir deneyde testosteron ve vazzopressin bağlanması, duygu merkezi (amigdala) ve hormon salınımının CEO’su olan hipotalamus bağlantılarını güçlendirmektedir.
‘MODERN DÖNEME KISKANÇLIK OLARAK YANSIYABİLİR’
Artık mızrakla avcılık, kılıçla savaş yapmadığımız için böyle bir yapıya çoğu zaman ihtiyacımız yoktur. Modern dönemde alan koruma, özel ilişkilerde ve iş hayatında kendisini olumsuz olarak gösterebilmektedir. Ancak her kıskançlık olayının ve iş hayatındaki sorunun altında hormonlar yoktur. Burada öğrenişler de devreye girmektedir.
Ancak vazzopressin ve testosteron hormonlarının bağlanarak söz konusu beyin bölgesini uyarması bu eğilimi tetiklemekte görünmektedir. İnsan davranışlarını, insan beynini şekillendiren ve cinsiyetler arası fark teşkil eden bu kalıtımsal organizasyon, belki de yüzyıllar sonra modern insan lehine işleyecektir.
About The Author
Leave feedback about this