26 Nisan 2024
İstanbul
AHLAK LAFLAF

Selam! Hello! Hola! Ciao!…

Selam; emniyet, huzur, selamet, sağlık, barış, rahatlık, kurtuluş gibi anlamlara gelir.
Selam, karşımızdaki insana, “Benden sana zarar gelmez, güvendesin” mesajını verir.

İnsanların birbirleriyle kaynaşmaları, tanışmaları için vesile olması gereken sebeplerin en önemlisi selamdır. İnsanlar tanışmadan önce birbirlerine yabancı oldukları için konuşamazlar. Var olan önyargıları iletişim kurmalarına engel olur. Bu durum bizleri bireyselleşmeye iter ve toplumun bir bütün olmasının önüne geçer.

 

 

Tatlı bir ses tonuyla söze selam ifadelerinden biriyle başlamak, karşımızdaki kişinin bize yakınlaşmasını sağlar.

Selamlaşmak evrensel bir tanışma aracıdır. Her dilin kendine özgü, her kültürün kendine mahsus selam ifadeleri vardır. Selamlaşmak insanın kültür seviyesini, gelenek-görenek konusundaki seviyesini de gösterebilir.

Her ne kadar sosyalleşmeyi ön plana çıkarıyor gibi gözüksek de, maalesef ki son yıllarda bazı toplumlarda ve özellikle ülkemizde bu kültürün kaybolmaya başladığını görmekteyiz. Bunun nedenlerini araştırmaya başlasak eminim ki, sosyologlar için çokça malzeme konusu çıkacaktır.

 

 

İletişim çağı olarak adlandırdığımız şu dönemde, iletişim araçları sayesinde dünyanın dört bir yanından çok kısa bir sürede haberdar olabiliyoruz. Farklı kıtalardan arkadaşlar edinebiliyoruz. Küreselleşmenin bu kadar hızlı olduğu bir çağda bunlar birer avantaj gibi gözükürken aslında kendimizden ve çevremizden uzaklaştığımızı fark etmiyoruz. Sanal ekranların arkasına saklanarak kurduğumuz iletişimin gerçek bir iletişim olduğunu var sayıp toplum içine çıktığımız zaman problemler yaşamaya başlıyoruz. Buradan yola çıkarak içerisinde bulunduğumuz döneme ”iletişim araçları çağı” diyebiliriz.

 

 

Gelişmiş ülkelerde bu değerlerin hala korunuyor olması, insanların yürüyüşte karşılaştıkları komşularına, markette kasiyerlere, asansörde mesai arkadaşlarına tebessüm eşliğinde selam vermesi, iyi günler dilemesi bireylerin bulundukları ortama adapte olmasını kolaylaştırmakta ve verimin artmasını sağlamaktadır. Selamı veren de alan da psikolojik olarak kendisini güvende hissetmekte ve diğer insanlar tarafından saygı gördüğünü bilmenin verdiği memnuniyeti yaşamaktadır. Bu durum insanların özsaygılarını artırdığı gibi özgüvenlerinin de gelişmesine yardımcı olmaktadır.

 

 

Peki hoşgörü deyince akla ilk gelen toplumlar arasına adımızı yazdırmış olan biz Türkler bu güzel davranış kalıbının neresindeyiz? Komşularımızı yolda görünce tanıyabilir miyiz? Neden birbirimize selam vermekten çekiniyoruz? Bizden farklı olan insanlara karşı önyargılarımızı kırmak  adına neler yapıyoruz? Başkalarını ötekileştirdiğimizde toplumdan izole edilenin aslında kendimiz olduğunu fark etmiyor muyuz?

 

 

Her şeyden önce kendimiz için, kendimizi daha güvende hissetmek için, muhatabımızdan emin olmak için, selam vermenin önemini hatırlamalıyız. İnsanların bizlere nasıl yaklaşmasını istiyorsak bizler de öyle davranmalıyız. Yüzümüzdeki bir tebessümün etrafımıza yayacağı pozitif enerjiyi aklımızdan çıkarmamalıyız.

 

 

Güne başlarken size kahvaltı hazırlayan eşinize, ekmek aldığınız bakkalınıza, otobüs şoförünüze, metro istasyonlarındaki güvenlik görevlilerine, çevremizi daha güzel bir hale getiren belediye çalışanlarına, mesai arkadaşlarınıza, ”Merhaba!” diyerek hayatı daha yaşanabilir kılabilirsiniz. Sevgiyi, huzuru, mutluluğu paylaşmak için atacağınız ilk adım selam vermektir. Bunu unutmamak ve yaygınlaştırmak için sosyal medyada başlatılan #sayhelloforpeace hareketine sizler de katılabilir ve tecrübelerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz.

 

About The Author

Leave feedback about this

  • Quality
  • Price
  • Service

PROS

+
Add Field

CONS

+
Add Field
Choose Image
Choose Video

X