Tarihi İstanbul Gezisi

Tarihi İstanbul Turu: Ayasofya, Topkapı Sarayı ve Daha Fazlası

İstanbul kendine hayran bırakan muhteşem yerleri ile şairlere ilham, büyük medeniyetlere yapmış olduğu başkentlik ile de tarihe kaynak olmuş bir şehir. Asya ile Avrupa’yı birleştiren İstanbul, Türkiye’nin kalbi olmanın yanı sıra dünyanın da en önemli merkezlerinden biri. Marmara Denizi, Haliç ve boğazın çevrelediği İstanbul, Kocaeli ve Tekirdağ ile komşu olup stratejik konumuyla Türkiye’nin ekonomisine yön veren bir kent. Kentin gelirinin en büyük dilimini sanayi alırken diğer paylardan birini de turizm alıyor. Detaylı zaman ayrılarak gezilmesi gereken İstanbul, misafirlerini her mevsim başka güzellikleri ile ağırlıyor.

Byzantion’dan İstanbul’a Kadar Süregelen 100 Efsane

Roma, Bizans ve Osmanlı’ya başkent olan İstanbul; 1600 yıl boyunca çeşitli dinlere ve kültürlere kucak açmış ve kozmopolit bir şehir haline gelmiş.

Her dönemin kalıntılarını taşıyan şehir kurulduğu günden beri birçok isim almış. Byzantion, Nova Roma, Konstantinopolis, Konstantiniyye, Makarrı Saltanat, Asitane, Darülhilafe, Dersaadet gibi isimlerle anılan İstanbul, şimdiki ismine ise Cumhuriyet’in ilanından sonra kavuşuyor.

Her şehir hakkında efsaneler var ama İstanbul bu konuda oldukça fazla hikâyeye başrol oluyor. Surların melekler tarafından inşa edildiği söylenen rivayetlerin arasında Hz. İsa’nın ölmeden önce son kullandığı kadehin İstanbul’da olduğu da yer alıyor.

İstanbul’un Kısa Tarihi

Arkeolojik kazılar doğrultusunda İstanbul’un tarihi 8 bin 500 yıl öncesine kadar gidiyor. Yaşamın başladığı dönem 3 bin yılı aşkınken, başkentlik yaptığı yıllar ise bin 600 yıl öncesine kadar dayanıyor. İstanbul ilk olarak Roma İmparatorluğu’na, daha sonrasında da Bizans İmparatorluğu’na başkentlik ederek tarihe adını altın harflerle yazdırmış. 1453 yılında ise Fatih Sultan Mehmet’in 53 günlük kuşatması ile Osmanlı İmparatorluğu’na geçen İstanbul, Türkiye’nin başkenti Ankara seçilene kadar tahtını korumuş.

İstanbul’da Gezilecek Yerler

Tarihi geçmişi ve doğal güzellikleri; ritmi düşmeyen gece hayatı ve kültürel aktivite zenginliği ile turistleri büyüleyen İstanbul, bir saniyenizin bile boş geçmeyeceği bir şehir. İsterseniz eski sokakları keşfe çıkabilir, kültürel aktivitelere katılabilir; isterseniz de sarnıçları, sarayları dolaşarak tarihsel bir yolculuğa koyulabilirsiniz.

Kuleler

İstanbul ile özdeşleşmiş, kentin her tanıtımında yer alan Kız Kulesi ve Galata Kulesi mutlaka gezilmesi gereken yerler arasında. Boğazın ortasındaki konumu ile seyirlik bir manzara sunan Kız Kulesi, tarih boyunca hapishane, radyo istasyonu, deniz feneri, karantina merkezi ve gümrük kontrol noktası olarak kullanırken şimdilerde ise kentin en önemli restoranlarından biri olarak hizmet veriyor.

Bizanslılar tarafından inşa edilen Galata Kulesi, İstanbul’un göbeğinde muhteşem bir tarih kokusu yayıyor. Bir zamanlar fener kulesi olarak kullanılsa da sonrasında gördüğü yangınlar ile harap olan yapı son olarak 1967’de restore edilmiş ve ziyaretlere açık hale gelmiş. Her gün binlerce kişinin kuyruğa girdi Galata Kulesi’nde İstanbul’a karşı çay içme keyfini mutlaka yaşamalısınız.

Saraylar

Günümüze kadar ulaşan saraylar içerisinde dünyanın en eski ve en büyük saray olma unvanına sahip olan Topkapı Sarayı, 400 yıl boyunca Osmanlı Devleti’nin yönetim ve ikametgâh merkezi olmuş bir saray. Mimari yapısı, 300.000’e yakın arşiv belgeleri ve dünyada eşi benzeri olmayan değerli koleksiyonlara ev sahipliği yapması nedeniyle yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çeken Topkapı Sarayı 1985 yılında Unesco Dünya Mirası Listesi’ne girmeye hak kazandı. Topkapı Sarayı yazın 09.00-18.45, kışın ise 09.00-16.45 saatleri arasında ziyarete açık.

Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılan Dolmabahçe Sarayı, imparatorluğun görkemini vurgulamak için yapılmış bir saray. 1924’e kadar 6 padişaha hizmet veren saray, 1927-1949 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı makamı olarak kullanıldı. Ama Dolmabahçe Sarayı’nı en değerli kılan şey ise Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk 10 Kasım 1938 yılında hayata karşı gözlerini burada yummuş olması. Saray, 09.00-16.00 saatleri arasında ziyaretçilerini ağırlıyor.

Camiler

İstanbul, Türkiye’de en fazla camiye sahip olan bir şehir. Camiler arasında mutlaka gezilmesi gerekenlerin başında ise Sultanahmet Cami ve Süleymaniye Cami geliyor. Gösterişi ile göz dolduran Sultanahmet Cami, 6 minaresi ve içerisindeki çiniler ile Osmanlı mimarisinin en önemli eserlerinden biri. Süleymaniye Cami ise Mimar Sinan’ın şaheseri olan bir cami. İçerisinde bulunan medrese, hastane, külliye, hamam, kütüphane ve dükkanlarla cami aynı zamanda eski dönemde halka hizmet verilen bir yerdi.

Müzeler

İstanbul’da 100’den fazla müze bulunuyor. Her birinde ayrı bir tarih yatan müzeler arasından en çok ziyaret alanlar ise Ayasofya Camii, İstanbul Arkeoloji Müzesi, Topkapı Sarayı Müzesi, Dolmabahçe Sarayı Müzesi, Rahmi Koç Müzesi ve İstanbul Oyuncak Müzesi.

Adalar

Antik dönemden beri İstanbul kadar meşhur olan İstanbul’un adalarından Sedefadası, Sivriada, Yassıada, Kaşık Adası ve Tavşan Adası’nda düzenli bir yerleşim yokken Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada turistlerin ilgi noktası. Vapurlar ile geçilen adaların içerisinde ulaşım ise bisiklet ya da faytonlar ile sağlanıyor. Yemyeşil adalar içinde derin bir nefes alırken tarihi yapıları ve eski evleri gezebilirsiniz.