27 Nisan 2024
İstanbul
Kitap

Türk Edebiyatında Mutlaka Okunması Gereken Klasikler

Türk edebiyatı, içinde birçok dal bulunduran yüzyıllardır büyüyen ve gelişen köklü bir birikim. Asla şüphesiz çağıl Türk edebiyatında klasikleşmiş ve kült haline gelmiş birçok yaratı var. Bu yazıda  ne olursa olsun okunması ihtiyaç duyulan, Türk edebiyatına damga vurmuş, keyifle okuyabileceğin ve dinleyebileceğin Türk klasikleri sıralaması hazırladık.

Tutunamayanlar – Oğuz Atay

Türk Edebiyatının en mühim yazarlarından Oğuz Atay’ın ilk eseri Tutunamayanlar, yazarın dili ve ifade seçimi itibarıyla Türk Edebiyatında yeni bir periyodu başlatmıştır. 2002 senesinde UNESCO tarafınca İngilizce diline çevrilmesi ihtiyaç duyulan seçkin edebiyat eseri olarak seçilen yaratı, söyleyiş biçimi bakımından postmodern edebiyat kategorisinde değerlendirilmektedir. Türk klasikleri içinde yerini alan Tutunamayanlar’da, çağıl insanoğlunun açmazlarının en etkili şekilde ifade edilmesinin arkasında Oğuz Atay’ın duyarlılığının yanı sıra eserin şekil ve biçem bakımından kendine özgü uyumu olduğu inkar edilemez.

Sinekli Bakkal – Halide Edip Adıvar

Ulusal mücadelenin hanım kahramanı Halide Edip Adıvar’ın meşhur romanı, Türk klasikleri içinde yer edinen Sinekli Bakkal, temel olarak doğu-batı çatışmasını irdeleyen bir yaratı. Bu çatışmayı daha ufak yaştan dini eğitim alan güzel sesli Rabia’nın, İtalyan piyanist Peregrini’ye olan aşkı sembolize etmektedir. Hafız olan Rabia, tasavvufi bakımdan doğuyu, Peregrini ise akılcılık bakımından batıyı temsil etmektedir. Peregrini’nin Müslüman olmasıyla Rabia ile evlenirler ve bu çatışma bir birleşmeyle neticelenir. Adıvar’ın toplumsal meselelere felsefi bir yaklaşım sergilediği romanı Yaşar Kemal tarafınca da bir başyapıt olarak yorumlanmıştır.

Saatleri Ayarlama Enstitüsü – Ahmet Hamdi Tanpınar 

Saatin kendisi mekân, yürüyüşü vakit, ayarı insandır… Bu da gösterir ki, vakit mekân, insanla mevcuttur.

Ozan, roman ve tecrübe etme yazarı, siyasetçi, edebiyat tarihçisi ve akademisyen Ahmet Hamdi Tanpınar, oldukca yönlü kişiliğiyle Türkiye’nin yetiştirdiği en mühim adlardan biri. Yazarın usta kaleminden çıkan Saatleri Ayarlama Enstitüsü 1961 senesinde yayımlandı. Büyük Ümitler, Minik Hakikatler, Sabaha Doğru ve Her Mevsimin Sonu Vardır isminde dört bölümden oluşan yaratı Doğu ve batı uygarlığı içinde kimlik mücadelesi veren Türk toplumunun trajikomik hikâyesini anlatır. Bunların yanı sıra bireye ve topluma yönelik gözlemler ve vakit ile ilgili sorgulamalar da içermesiyle Tanpınar’ın eseri evrensel temalar üstüne kurulmuştur.

Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali 

Bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli bulunduğunu fark edince insan yaşamının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.

Öykü, roman ve şiir türünde eserler kaleme alan Sabahattin Ali’nin 1943 senesinde piyasaya sürülen eseri Kürk Mantolu Madonna ağlatısal bir aşk hikâyesini anlatmaktadır. Rahat bir aşk hikâyesinin oldukça ötesinde olan eserde, aşkın aynı sıra yalnızlık ve yabancılaşma da ana temalar arasındadır. Bireylerin üstünden toplumsal meselelere de değinen yaratı bugün hala en oldukca rağbet gören Türk klasikleri içinde.

Anayurt Oteli – Yusuf Atılgan

Yorumlar, nedenler önemsizdi; kati değildi. Mühim olan insanoğlunun edimleriydi. Değişmez tek bir kesinlik vardı insan için: Ölüm.

Öğretmen ve edebiyatçı Yusuf Atılgan’ın ikinci romanı Anayurt Oteli, tıpkı ilk romanı Aylak Adam benzer biçimde tek bir karakter üstünden ilerlemektedir. Ömer Kavur tarafınca beyazperdeye da uyarlanan yaratı, romanın baş kahramanı Zebercet üstünden, ana tema olarak, toplumsal yabancılaşma ve yalnızlığın ferdin üstündeki ruhsal etkilerine yoğunlaşmaktadır.

Aşk-ı Memnu – Halit Ziya Uşaklıgil

Servet-i Fünun edebiyatının en mühim yazarlarından Halit Ziya Uşaklıgil’in eseri kuşkusuz edebiyatımızın en oldukca malum ve unutulmaz eserlerinden biri. Ağır bir dil ve üslupla yazılmış, Türk klasikleri içinde yerini alan  yaratı ilk batılı roman örneği olarak kabul edilir ve Halit Ziya Uşaklıgil’in en oldukca malum romanı olmuştur. Şu ana kadar iki kez tv dizisine uyarlanan yaratı yirminci yüzyılın başlarında batılı bir yaşam biçimini benimsemiş insanların arasındaki yasak bir aşkı mevzu etmektedir.

Dede Korkut Hikâyeleri – Anonim

Onlar da bu dünyadan geldi geçti

Kervan benzer biçimde kondu göçtü

Onları da ecel aldı, yer gizledi

Fâni dünya kime kaldı?

Oğuz Türkleri’nin en malum epik destanlarından olan Dede Korkut Hikâyeleri, tahminen 14. ve 15. yüzyıllarda anonim olarak yazılmış. Destan niteliğindeki 12 hikâyeden oluşan yaratı, sözlü edebiyat olarak yüzyıllar boyu varlığını sürdürmüştür. Türk edebiyatının ilk örneklerinden sayılan eserde Oğuzların kahramanlık öyküleri, töreleri ve gelenekleri anlatılır.

Eylül – Mehmet Rauf

Roman, hikâye ve tiyatro eserleri kaleme alan Mehmet Rauf’un eseri Eylül Türk edebiyat tarihinin ilk ruhsal romanı olması bakımından mühim bir yere haiz. 1901 senesinde piyasaya sürülen yaratı olaylardan ziyade kahramanlarının ruh hallerine dair çözümlemeler ihtiva eder. Yazıldığı dönem için oldukça yürekli konuların işlendiği romanda, evlilik, ihanet, aşk ve mutluluk benzer biçimde temalar doğrultusunda Süreyya, Suat ve Necip Bey’in hikâyesini dinleriz. Türk klasikleri içinde yerini alan Servet-i Fünun romanı olan Eylül, her ne kadar ruhsal çözümlemelerle dolu olsa da toplumsal meselelere de dokunan bir yaratı.

Devlet Ana – Kemal Tahir

Dahası da neymiş! Dünya ölümlüdür. Neye çabalasan ölüme çabalarsın!..

Marksist görüşü benimseyen Kemal Tahir, Türk toplumuna dair derin gözlemler yaparak toplumsal gerçekçi romanlar kaleme almıştır. Bilhassa köy ve köy insanını çözümleme eden Tahir, Türk klasikleri içinde yer edinen Devlet Ana’da da Osmanlı öncesi, Anadolu topraklarının insanını anlamaya çalışmış ve romana bunu yansıtmıştır. Esasen Devlet Ana, aşiretten devlete geçişin hikâyesini, Osmanlı Türkleri’nin devlet anlayışını anlatmaktadır.

Sevgili Arsız Ölüm – Latife Tekin

Yaşayıp bitirdiği her günün, tutulmaz bir kuş olup uçtuğuna, yavaş yavaş gözden silinip bir ufak kara noktaya dönüştüğüne karar verdi.

Türk Edebiyatının en mühim yazarlarından Latife Tekin’in ilk romanı Sevgili Arsız Ölüm 1983 senesinde yayımlandı. Eserleri birçok dile çevrilen yazar bu ilk romanıyla Marquez ile aynı çizgide görülmüş ve Esrarengiz Gerçekçilik akımının iyi bir örneği olarak değerlendirilmiştir. Yazarın kendi yaşamından da izler taşıyan, Türk klasikleri içinde yer edinen Sevgili Arsız Ölüm, köyden kente göçen bir ailenin inanç, fikir ve yaşayış benzer biçimde değişik pencerelerden hikâyesini anlatmaktadır.

Otomobil Sevdası – Recaizade Mahmut Ekrem

Bihruz Bey her nereye gitse, her nerede bulunsa amacı görünmekle birlikte görmek değil, yalnız görünmekti.

Türk Ozan ve yazar Recaizade Mahmud Ekrem’in değindiği Otomobil Sevdası, Türk edebiyatında ilk gerçekçi roman olması bakımından önemlidir. Tanzimat döneminde geçen romanda, Bihruz Bey üstünden Osmanlı devletindeki batılılaşma hareketlerinin bireysel düzeyde çarpık bir halde yaşanmasını eleştirmektedir.

Gulyabani – Hüseyin Rahmi Gürpınar

Köşkün tüm adam perileri bana aşık olmuş… Ben bu kadar güzel miyim? İnsanlardan kapalı olan bahtım perilerden açıldı.

Eserlerinde hümanistik bir görüşü benimseyen Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Türk klasikleri içinde yerini alan Gulyabani eseri 1913 senesinde yayımlandı. Eserde cin ve peri benzer biçimde boş inançlarla insanların kötüye kullanma edilmesi mevzu alınır ve bu yüzden bilimsel düşüncenin üstünlüğü vurgulanır.  Yazarın kuvvetli tasvirleri yardımıyla bir film sahnesi benzer biçimde gözlerinizde canlanan vakalarla Gulyabani oldukça sürükleyici bir kitap

About The Author

Leave feedback about this

  • Quality
  • Price
  • Service

PROS

+
Add Field

CONS

+
Add Field
Choose Image
Choose Video

X