Agatha Christie Kimdir?

15 Eylül 1890 tarihinde, İngiltere’de bir sahil kasabası olan Torquay’da varlıklı bir üst-orta sınıf ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya gelen Agatha Christie; çoğunlukla evde eğitim gördüğü mutlu bir çocukluk geçirmiş. Meraklı bir kişiliğe sahip olması sebebiyle dört yaşındayken okumayı öğrenen Agatha Christie’nin hayatı, oldukça açgözlü bir okuyucu olması sebebiyle, kitaplarla geçmiş. Yazar, gençliği boyunca hem memleketinde hem de Paris’te çeşitli yatılı okullarda müzik ağırlıklı eğitimler almış. İlk hikayesini 18 yaşındayken yazan Agatha Christie, aynı dönemlerde ilk romanı üzerinde de çalışmalar yapmaya başlamış. 1914 yılında İngiltere Kraliyet Ordusu’na mensup bir askerle evlenmiş ve kendisi de büyük bir hayranı olduğu polisiye roman türündeki ilk kitabı Ölüm Sessiz Geldi’yi 1916 yılında yazarak, bir efsane haline gelecek kitapların ilkini yayımlamış oldu.

Ünlü yazar Agatha Christie ile ilgili en çok merak edilen şeylerden biri ise, 1926 yılındayken 11 gün boyunca kaybolduğunda başına gelenler ve aslında ne olduğu. Yazarın, arabası bir göl kenarında park edilmiş ve eşyaları dağılmış halde bulununca farkedilen, tüm dünyada büyük yankı uyandıran kayboluşu Agatha Christie ortaya çıktıktan sonra bile cevaplanamayan pek çok soru işaretinin ortaya çıkmasına sebep olmuş. Hafıza kaybı yaşadığı düşünülen Christie’nin o 11 gün boyunca ne yaptığı ve neler yaşadığı hala gizemini koruyor.

1.Ölüm Sessiz Geldi

Styles St. Mary köyündeki Styles Köşkünde ilginç ve acayip şeyler olur.Köşkün sahibi yaşlı Bayan Inglethorp’un yardımcısı Bayan Howard, ‘Zavallı Emily, hepsi köpekbalığından farksız.’ diyerek evden çıkar.Bir süre sonra da Bayan Inglethorp ölür.Tıbbi araştırmalar sonucu kadının kalp krizi sonucu ölmediği açıklanır.Bu sırada evde misafir bulunan Arthur Hastings, eski dostu Hercule Poirot ile karşılaşır ve ondan yardım ister.Hercule Poirot araştırmalara başlar.Ve işin içinde bir iş olduğu kanısına varır.Sonunda efsanevi zekasıyla işi çözümler.

2.Nil’de Ölüm

Genç, güzel ve zengin bir kadın olan Linnet Doyle istediği her şeye sahip olmuştur. Hatta en yakın arkadaşının sevdiği adam da sahip olduklarına dahildir. Linnet ve yeni kocası Simon balayı yapmak üzerine Nil Nehri‘ne doğru bir tekne gezisine çıkarlar ve orada dedektif Hercule Poirot ile tanışırlar. Başlangıçta keyif dolu bir gezi gibi görünmesine rağmen Poirot’nun adını koyamadığı bir şeyler olduğuna dahil içinde bir his vardır. Her yerde Linnet’i takip eden eskiden en yakın şimdi ise en büyük düşmanı Jakie’dir. Linnet Doyle’un öldürülmesi ise Poirot’yu haklı çıkarır. Ama hiçbir şey beklenildiği gibi gitmez katil hala gemidedir. Artık dedektifin cevaplandırması gereken birçok soru ve soruşturmaya alması gereken diğer tekne yolcuları vardır. Teknedeki diğer yolcuların hepsinin ise Linnet’ten nefret etmek için bir sebebi vardır.

3.Esrarengiz Sanık

Elinor Carlile ve nişanlısı Roddy Welman bir gün imzasız bir mektup alırlar. Mektup Elinor’un yaşlı ve hasta halası Laura Welman’la ilgilidir. Endişelenen çft yaşlı kadının yanına gider. Ancak ortada tehlikeli bir durum yoktur. Bir süre çift gidip gelir. Onların köşkte olduğu bir gece, sabaha karşı Bayan Welman vefat eder. Bayan Welman’ın tüm mirası Elinor’a geçer ancak o paranın ufak bir kısmını halasının çok sevdiği, bahçıvanın kızı Mary Gerard’a verir. Ancak görünüşte Elinor Mary’den tiksinmektedir çünkü Roddy Mary’e aşık olur ve Mary yüzünden çift ayrılır.

Bir süre sonra Mary Gerard zehirlenerek öldürülür ve Elinor cinayet zanlısı olarak tutuklanır. Herkes onun katil olduğundan emindir. Bir kişi hariç. O da ünlü dedektif Hercule Poirot‘dur.Hercule Poirot Miss Elinor’u aklamak için bütün yeteneğini kullanacaktır.Ve sonunda galip gelecek olan yine odur.

4.Doğu Ekspresinde Cinayet

Doğu Ekspresinde Cinayet veya Şark Ekspresinde Cinayet, Agatha Christie‘nin yazdığı polisiye romandır.

Christie’nin romanlarında sıkça yer verdiği kahramanı dedektif Hercule Poirot’nun, Ortadoğu’dan kalkan Orient (Şark/Doğu) Ekspres‘le yolculuğu sırasında, trende bir cinayet işlenir ve Amerikalı yolculardan biri bıçaklanarak öldürülür. Tren idaresinden sorumlu Bay Bouc, cinayetin aydınlatılması için dedektif Poirot’dan yardım ister, Poirot da bu teklifi kabul eder ve tam yetkili olarak araştırmalarına başlar: yolcuların pasaportlarını inceler, onların ifadelerini alır ve valizlerini arayarak cinayetin suçlu ya da suçlularını ortaya çıkarmaya çalışır.

5.Beş Küçük Domuz

Çapkınlığı ile tanınan genç, yakışıklı ve ünlü bir ressam olan Amyas Crale sebepsiz bir şekilde öldürülür. Geride ise çözümlenemeyen pek çok soru ve şüpheli vardır. Bu ölüm yüzünden ressamın karısı suçlanır. Yıllar sonra çiftin kızları, babasını öldürmekle suçlanan annesinin masumiyetini ispatlamaya çalışır ve bunun için Hercule Poirot’dan yardım ister.

Keyifli Okumalar dileriz.