Franz Kafka bir keresinde savaşı “hayal gücünün canavarca bir hatası” olarak tanımlamıştı.
Öldürmek için insanın, başkalarını birer insan olarak görmeyi bırakması gerekiyor:
Popüler sinemada bile kötü insanlar asla evde çocuklarıyla gösterilmezler.
Ancak insanın kendi bakış açısının dışına çıkması ve dünyanın bir başka insana nasıl göründüğünü anlaması, insan zihninin en olağanüstü yeteneklerinden birisidir.
Bu, başkasının perspektifinden bakma becerisidir ve ahlak için önemli bir temel oluşturur.
Başkalarının dünyayı nasıl deneyimledikleri üzerine düşünebilenler, bu insanlara ulaşmaya ve onlara yardım etmeye daha meyilli olurlar.
Bir şeyleri onun bakış açısından görmek, onu insan yapan bütün ayrıntıları tanımak demektir.
Ve sonuç olarak onun hayatının asla seninkinden daha az değerli olmadığını anlamaktır.
Aslında günlük hayatta karşılaştığımız sosyal problemlerin çoğu başkasının bakış açısından bakamama hatası olarak da tanımlanabilir.
Başkasının bakış açısından bakma becerisini geliştirmek zordur.
İnsanların çok küçük yaşlardan itibaren uygulama yapması gereken bir beceridir.
Bu yüzden çocuklarımızın bu beceriyi geliştirmesini sağlamamız şarttır.
Elbette başkasının bakış açısından bakmanın farklı düzeyleri vardır.
Küçük çocuklar için fazla karmaşık ve anlaması zor olabilir.
Dört yaşındaki bir çocuk için , ‘Altın Kural’ basit ahlaki ilkeleridir.
Mesela şöyle diyebiliriz (azarlar bir ses tonuyla değil de, daha çok düşünmeye davet eder gibi)
Bu tür bir varsayımlar her zaman işe yaramayabilir.
Çocuklarımızın başkasının bakış açısından bakabilmelerini nasıl sağlayabiliriz?
Kendi bakış açısı yerine başkasının bakış açısından baktığında dünyanın nasıl göründüğünü anlamalarını geliştirmelerine nasıl yardım edebiliriz?
Öncelikle onlara örnek olabiliriz.
Bir süpermarket kasiyeri bize kaba bir şey söyledikten sonra buna şahit olan çocuğumuzla durumu yorumlamaya çalışabiliriz: “Bugün hiç de iyi bir gününde değil gibi, öyle değil mi? Bugün onu bu kadar huysuz yapan ne olmuş olabilir ki sence? Sence birisi onu kırmış olabilir mi?”
Çocuklarımıza bu tür şeyler söylemenin inanılmaz bir gücü vardır.
Çocuklarımız her gün bizi bir başkasının bakış açısını anlamaya çalışırken izleyebilir ya da benmerkezci kalmamızı izleyebilirler.
Her gün yabancıları birer insan olarak görme çabalarımıza şahit olabilirler. Ya da bunu başaramamamıza şahit olabilirler.
Onlara örnek olmanın dışında, başkasının bakış açısından bakmayı kitaplar ve televizyon programları hakkında çocuklarımızla konuşarak ve bunu yaparken karakterlerin farklı bakış açılarını ön plana çıkararak teşvik edebiliriz.
Son olarak küçük çocukların başkalarının duygularına karşı daha duyarlı olmalarını sağlamak için dikkatlerini hafifçe bir başkasının ses tonuna, duruşuna ya da yüz ifadesine çekebiliriz.
Ve onları, o insanın neler düşünüyor olduğunu ve kendini nasıl hissettiğini düşünmeye davet edebiliriz.
Buradaki önemli nokta bir beceri kazanmak (başka insanları okumayı öğrenmek), ama aynı zamanda bir eğilimi teşvik etmek (başkalarının neler hissettiğini bilme isteği ve bunu anlamaya istekli olma).
Bu tür ipuçlarını yakalamayı çocuklara öğretme eylemi, başkalarını daha derinden görebilme alışkanlığı kazanmalarını sağlar.
Ve bu yol en sonunda çok daha iyi bir insan olmaya varır.
Kaynak: https://www.alfiekohn.org/article/different-view/
Leave feedback about this