27 Nisan 2024
İstanbul
GEZİ & SEYAHAT

Siyah çay Türkiye’ye nasıl geldi? (Bosanski jezik)

Çay nerede ve nasıl kullanılmaya başlanmıştır?

Çay ilk olarak milattan önce 2737 yılında, Çin’de medikal amaçlarla kullanılmaya başlanmış. Zaman ilerledikçe çayı suyla bir araya getirip bir içeceğe dönüştürmüşler. İlk içilebilir halde kullanılması milattan önce 10. yüzyıla denk geliyor.

Etimolojik yani kelime kökeni olarak bugün kullandığımız çay kelimesi, bize Çin’in bir lehçesi olan Mandarin’den gelmiştir. Okunuş olarak “ça”, Latin harfleriyle yazılımı “cha” olan bu kelime, zamanla Orta Asya, Orta Doğu ve Kuzey ülkelerine kadar ilerlemiştir. Bu nedenle bu coğrafya içinde yer alan neredeyse tüm ülkeler çay kelimesini “çay” olarak okumaya devam eder.

Çin’de içilmeye başlanan ve artık diğer ülkelere yayılım gösteren çayın yolculuğu ilk dönemde: Kore, Japonya ve Vietnam üzerine olmuştur. İnsanlar bu ülkelerde çay içiyorken, çayın neredeyse bir diğer piri olan Hindistan’da çay hala medikal amaçlarla kullanılıyormuş.

Çayın Osmanlı’ya geliş öyküsü nedir?

Hükmettiği topraklardan kahveyi getiren ve tüm toprakları genelinde yeni bir kültüre ön ayak olan Osmanlı’nın çayla tanışma hikayesi, İstanbul’daki birkaç dükkanın çay ithalatı yapmasıyla başlamış. Çayın değerli ve güzel bir içecek olduğunun farkına varan Osmanlı, Sultan II. Abdulhamid döneminde Çin’den getirilen fidanları Bursa’ya ektirmiş ancak ekolojik nedenlerle burada çay yetiştirmek mümkün olmamış.

Yapılan araştırmalara göre Türkler’in çayla tanışıklığı aslında çok daha öncelere Orta Asya’ya dayanıyormuş. Hatta 12. yüzyıl bile diyebiliriz. Bir Kazan Kırım Türk’ü ve dil islahatçısı olan Abdül’l-Kayyum Nasıri’nin kitabı Fevakihü’l-Cülesa’da ilk çay içen Türk’ün Hoca Ahmet Yesevi olduğu vurgulanmış.

Çay konusunda bilinenin aksine çok büyük bir varlık gösteremeyen Osmanlı, bu sırada I. Dünya Savaşı’nı yaşamış. Kaybettiği topraklar ve ticari anlaşmalar nedeniyle bir kültür haline gelen kahveyi oldukça pahalıya ithal etmeye başlamış. Yemen’den gelen kahveler çok pahalı bir hal almış.

Bu konuda önlem alınması gerektiğini düşünen Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye topraklarında yetiştirilebilecek bir bitki olan çayın yaygınlaşması için çalışmalara başlamış. Kahvenin pahalı yüzüne karşılık çay, daha ucuza imal edilebilen ve kolay ulaştırılabilen bir içecek olmuş.

20. yüzyıla kadar çayla çok haşır neşir olmayan Türkler, 1900’lü yıllarda Karadeniz’in özellikle Rize ilinde çayda önüne geçilemez bir büyüme gözlemlemiş. 1924 yılında devlet tarafından Rize’de çay yetiştirilmesi konusunda bir yasa çıkarılmış. 1930’lara gelindiğinde Gürcistan’dan alınan 70 ton siyah çay tohumu ekilmiş ve Rize’nin bir çay yıldızı olması sağlanmış.

Günümüzde çay kültürü nasıldır?

Dönem dönem yapılan tüm regülasyonlara rağmen, dünyada en yüklü miktarda çay üretimi gerçekleştiren ilk 6 ülke arasındaki yerimizi almışız.

Atatürk’ün teşvikleri ve bölgesel kalkınmanın sağlanmasıyla birlikte Türkiye artık çay konusunda dünyada hatırı sayılır bir noktada yer alıyor. Bunun nedeni yalnızca üretim bazı değil aynı zamanda çay içme oranının da oldukça yüksek olması.

Kişi başına ortalama yıllık 6.87 kg çay tüketimiyle Türkiye, dünya üzerinde en çok çay tüketen ülke. Bir düşünün, çayın gelişmesine öncülük eden İngiltere’nin arkada kaldığı bir listeden bahsediyoruz. Kaynak: Yemek

Kako je crni čaj došao u Tursku?

Gdje i kako se koristio čaj?

Čaj je prvi put korišten u medicinske svrhe u Kini 2737. godine prije nove ere. Kako je vrijeme odmicalo, čaj su kombinirali s vodom i pretvorili ga u piće. Njegova prva upotreba za piće datira iz 10. stoljeća prije nove ere. Riječ čaj koju koristimo danas, potekla je od mandarinskog, narječja Kine. Ova riječ “cha”, s vremenom se razvila do centralne Azije, Bliskog Istoka i Sjevernih zemalja. Iz tog razloga, gotovo sve zemlje u ovoj geografiji nastavljaju čitati riječ čaj kao “čaj”.

Putovanje čaja, koje je se počelo piti u Kini, a onda se proširilo i na druge zemlje: na Koreju, Japan i Vijetnam. Dok su u to vrijeme ljudi pili čaj u tim zemljama, u Indiji se čaj još uvijek koristi u medicinske svrhe.

Historija čaja u doba Osmanskog carstva?

Priča o otomanskom upoznavanju čaja, koji je donosio kafu iz zemalja kojima je vladalo i koja je dovela do nove kulture širom njenog teritorija, počela je uvozom čaja u Istanbul. Uvidjevši da je čaj vrijedan i lijep napitak, tokom razdoblja sultana Abdulhamida II čaj se počeo saditi sa sadnicama koje su iz Kine dovezene u Bursu, ali ovdje nije bilo moguće uzgajati čaj iz ekoloških razloga.

Prema istraživanjima, upoznavanje Turaka s čajem bilo je zapravo mnogo ranije od srednje Azije. Možemo čak reći 12. stoljeće. Naglašeno je da je Hoca Ahmet Jesevi bio prvi Turčin koji je pio čaj u knjizi kazanskih krimskih Turaka i jezičkog reformatora Abdül’l-Kayyum Nasıri, Fevakihü’l-Cülesa. Suprotno onome što se zna o čaju, Osmanlije, su proživljavale Prvi svjetski rat. Počela se uvoziti kafu, koja je postala vrlo skupa kultura zbog izgubljenih zemljišta i trgovinskih sporazuma.

Zahvaljujući razmišljanju Mustafe Kemala Ataturka, Turska je počela da radi na širenju čaja. Za razliku od skupe kafe, čaj je postao napitak koji se može proizvesti jeftinije i jednostavnije isporučiti. Turci, koji nisu uživali čaj do 20. vijeka, primijetili su nepredvidiv rast čaja u Crnom moru, posebno u Rize-u, 1900-ih. 1924. godine država je usvojila zakon o uzgoju čaja u Rize-u. Do 1930-ih posijano je 70 tona sjemenki crnog čaja iz Gruzije i Rize je napravljen kao grad čaja.

Kultura čaja u današnje vrijeme

Turska je zauzela mjesto među 6 najboljih zemalja koje proizvode najveću količinu čaja na svijetu. Na poticaj Ataturka Turska i je ne samo osigurala regionalni razvoj nego je i u svijetu njeno mjesto značajano. Prosječna godišnja potrošnja čaja po stanovniku od 6,87 kg čaja. Turska je zemlja sa najvećom konzumacijom čaja na svijetu. 

About The Author

Leave feedback about this

  • Quality
  • Price
  • Service

PROS

+
Add Field

CONS

+
Add Field
Choose Image
Choose Video

X