Covid-19 nedeniyle tüm dünyada ve ülkemizde benzer evde kalma süreçleri yaşanırken geleceğe yönelik çıkarsamalarımızda çekinceler oluşmaya ve belirsizlik ortamı huzursuzluk yaratmaya başladı.
Dolayısıyla bu, çeşitli rutinlerimize ve eski yaşantımıza tekrardan geri dönme ya da geleceği planlama konusunda düşünsel bazda kafa karışıklığı, düşünememe gibi bir hal ortaya çıkardı.
‘BEYİN HAYATTA KALMAYA ODAKLI ÇALIŞIR’
Psikolog Dr. Ceylan Ozdem konuyla ilgili olarak karantina dolayısıyla insanların belirsizlik yaşadığının ve bunun çeşitli soru işaretleri yarattığının altını çizdi.
Psikolog Dr. Ozdem, bireylerin kendi ölümünden ya da yakınlarını kaybetme korkusundan, okulların kapanma olasılığından ve bundan sonra ne olacağı belirsizliği gibi sebeplerden dolayı fazla düşünmeye başladığını kaydetti.
Çoğunlukla karar verme aşamasında oluşan belirsizliğin beynin tahammül edemediği bir şey olduğuna vurgu yapan Psikolog Dr. Ozdem, beynin hayatta sağlıklı olarak kalmaya odaklı olduğunu ifade etti.
‘BELİRSİZLİK SORUYOR: BU EYLEM GÜVENLİ Mİ YOKSA TEHLİKELİ Mİ?’
Beynin belirsizlik karşısında iki soruya odaklandığını kaydeden Psikolog Dr. Ceylan Ozdem, bir eylemin güvenli olup olmadığının sorgulanmasında odaklanılan temel noktanın bu iki soru olduğunu söyledi.
Psikolog Dr. Ozdem, ‘benim için güvenli mi? benim için tehlikeli mi?’ sorularını detaylandırarak bu iki karşıt soruyla hayatın birçok alanında karşılaşıldığını dile getirdi.
Psikolog Dr. Ozdem, taşınılacak bir mahalleyi seçerken ya da insanların hayatlarına alacakları insanları seçerken aynı mekanizmayı kullandığını belirtti.
‘GELECEKLE İLGİLİ SORULAR SORMAMIZ DOĞAL BİR DURUM’
Yapılan araştırmalarda belirsizliğin stresi arttırdığının ve insanların tepkisinin hemen yaşayıp kurtulmak olduğunun altını çizen Psikolog Dr. Ceylan Ozdem, gelecekle ilgili sorular sormanın ve çözmeye çalışmanın doğal bir durum olduğunu vurguladı.
Belirsizlik durumunda güvenli bir bölge arayışına girildiğini belirten Psikolog Dr. Ozdem, bu gibi durumlarda beynin kaygı, duygudurum ve akıl yürütmeyi organize eden bölgelerinin aktifleşmeye başladığı bilgisini verdi.
‘KONTROL EDİLEBİLECEK VE EDİLEMEYECEK ŞEYLERİ İYİ KAVRAMAK GEREKİYOR’
Hem duygusal hem de materyal anlamda kontrol edilebilecek ve edilemeyecek şeyleri kavramanın önemli olduğunu ifade eden Psikolog Dr. Ceylan Ozdem, kontrol edilebilen şeylerin dışında kalan kontrol edilemeyen şeyleri kabullenmenin kaygıyı azaltacağını söyledi.
Kontrol edilebilecek şeylerin el yıkama, market ürünlerini dezenfekte etme, hapşırırken ağzı kapama gibi eylemler olduğunu söyleyen Psikolog Dr. Ozdem, kaygı yaşanması gibi durumlarda kişinin hislerini başkalarına anlatmasının da yararlı olabileceğini ifade etti.
‘KAYGILARINIZI BESLEYECEK BİLGİLERDEN UZAK DURUN’
Sosyal medyadan ve bilgi kirliliğinden uzak durulmasının da psikolojik olarak olumlu olduğunu belirten Psikolog Dr. Ceylan Ozdem, bu dönemin inziva olarak algılanmasının anlamlı olabileceğini söyledi.
Psikolog Dr. Ozdem, inziva sürecinde kişinin içe dönüp kendisini sorgulayabileceğinden söz ederek kişinin aşırı ya da eksik yönlerini keşfedebileceğini ve sorunlarıyla ilgili düşünebileceğini dile getirdi.
Bütün bu süreçlerin bir gün geçeceğine vurgu yapan Psikolog Dr. Ozdem, bu süreçleri olabildiğince depresyondan ve sıkıntıdan uzak geçirmenin selametli olacağını da sözlerine ekledi.
Leave feedback about this