Bilgi kaynaklarınızı gözden geçirin, nereden bilgi aldığınız konusunda dikkatli olun.
Birçok şeyden saniyeler içinde haberdar olmamızı sağlayan sosyal medyanın ne yazık ki kötü etkileri de mevcut. Bu etkilerden biri bilgi kirliliği. Özellikle doğal afetler ya da salgın gibi konularda yalan yanlış pek çok bilgi çıkıyor karşımıza. Bu da elbette kaygı bozukluğunun en önemli nedenlerinden biri.
Sosyal medyada geçirdiğiniz süreyi kısaltın!
Elbette dünyadan tamamen kopmak iyi bir fikir değil. Ancak her şeyden haberdar olmak da iyi bir fikir sayılmaz. Bu nedenle sosyal medyada geçirdiğiniz süreyi kısaltmanız, bilgi kirliliğinden uzak kalmanızı sağlayacak. Aynı zamanda beyninizin sürekli corona ya da diğer felaketlerle dolu olmasını engelleyecektir.
Çevrenizdeki insanlara bu konuda yoğun bir kaygı bozukluğunuz olduğunu söyleyin.
Bu tür durumlarda içinize kapanmak yerine paylaşımlarda bulunmalısınız. Paylaşmanız gereken iki grup var. Bunlardan biri elbette sevdiğiniz ve güvendiğiniz insanlar. Çünkü bu insanlarla kaygılarınızı paylaştığınız zaman sizin için ellerinden geleni yapıp, sizin iyi hissetmenizi sağlayacak desteği vereceklerdir. Bu da kaygı seviyenizi düşürmenizde yardımcı olur.
İkinci grupta ise sürekli bu konuyla alakalı konuşan ve teoriler üreyip duyduğu her bilgiyi paylaşan insanlar yer alıyor. Bu tür insanlar çevremizde hep vardır ve kendimizi onlardan korumak zorundayız.
Etrafınızdaki insanları, size ne yapmanız gerektiğini söylememeleri konusunda uyarın!
Bazen, zaten bildiğimiz şeylerin bize insanlar tarafından hatırlatılması kaygımızın artmasına sebep olabilir. Örneğin gün içinde karşılaştığınız herkes size elinizi yıkamanız gerektiğini söylediğinde, eğer bunu zaten yapıyorsanız kendinizi yetersiz hissedebilir ya da sürekli bunu yapmak zorunda hissedebilirsiniz. Bu da kaygınızın artmasına sebep olur. Bu nedenle duymak istemediğiniz hatırlatmalar konusunda çevrenizi uyarın.
Bazen bilmek, bilmemekten daha iyidir!
Biz insanlar en çok, bilmediğimiz şeylerden korkarız. Elbette bilgi kirliliğinden uzaklaşmak oldukça doğru bir yöntem ama bunu yapmadan önce doğru bilgiye ulaşmak da bir o kadar önemli. Bu noktada Sağlık Bakanlığı ya da Dünya Sağlık Örgütü gibi kurumların kaynaklarından faydalanın.
Bu süreçte sağlığınızı korumak için yapmanız gerekenleri bizzat kendiniz öğrenin. Her adımda ne yapacağınızı öğrendikten sonra kendinizi çok daha güvende hisseder ve kaygı seviyenizi azaltabilirsiniz.
Kendinizi rahatlatmanın yolunu bulun.
Corona virüs nedeniyle sosyal hayatımız büyük oranda kısıtlansa da hala yapacak bir şeyler var. Eğer evde çıkamıyorsanız, evde yapmayı sevdiğiniz aktivitelere odaklanın. Bitkilerle vakit geçirmek, spor yapmak, film izlemek, yemek yapmak ya da dans etmek. Hobileriniz ve zevklerinize göre evden çıkmadan yapabileceğiniz onlarca seçenek var.
Kaynak: Affekt Klinik
Leave feedback about this