Aromaterapi
Aromaterapi, bitkilerin kök, yaprak, dal, tohum, meyve veya çiçeklerinden çeşitli yöntemlerle elde edilen yağların fiziksel, fizyolojik ve psikolojik rahatsızlıkların iyileştirilmesi ve tedavisinde kontrollü olarak kullanımıdır. Temelde aromatik bitkilerden elde edilen uçucu yağların kullanıldığı bir alandır. Uçucu yağlar, tedavi edici alan dışında; kişisel bakım, kendini iyi hissetme karışımlarında, koku ve gıda sektöründe de kullanılırlar. Her ne kadar günümüzde ‘aroma’ kelimesi doğal olmayan aromaları, sentetik seansları kapsasa da aromaterapide kullanılan ürünler tamamen doğal olmalıdır.
Tarihine Kısa Bir Bakış
Aslında aromaterapinin kökeni çok eskilere dayanmaktadır, çünkü aromatik bitkiler her zaman insanların ilgisini çekmiştir. Çin, Hindistan, Tibet’ten Amerika’ya, Afrika’dan Eski Roma’ya kadar dünyanın pek çok farklı bölgesinde antik çağlardan beri uçucu yağların sağlık ve güzellik ile ilgili kullanımına dair bir geçmişi vardır. Medeniyetler aromatik bitkilerin özlerinin, tedavi edici güçlerini, zihin üzerinde rahatlatıcı ve canlandırıcı etkilerini değerlendirmişlerdir. Hastalıklardan korunmak ya da iyileşmek, bedeni güçlendirmek, güzel kokmak ve hatta kötülüklerden korunmak için geniş bir alanda kullanmışlardır.
Bitkisel uçucu yağların 10. yüzyılda buhar distilasyonu yöntemi ile damıtılarak üretilmeye başlanması, kullanımlarını değiştirmiş ve geliştirmiştir. Ama aromaterapi kelimesi 20. yüzyılda Fransız kimyager Rene-Maurice Gattefossé tarafından ilk olarak kullanılmıştır. Günümüzde ise eğitim ve araştırmaların yapılmasından uçucu yağların üretimine, kullanım alanlarından ilgili standartların düzenlenmesine kadar birçok otorite bulunmaktadır.
Aromaterapinin Kullanım Alanları
Aromaterapi, Estetik Aromaterapi ve Klinik Aromaterapi olarak alanlara ayrılabilmektedir. Estetik aromaterapi güzellik, bakım amaçlı olarak kullanılan parfümleri, cilt ve vücut ürünleri, kişisel bakım ürünleri, ortam kokulandırmalarını ve klinik aromaterapi ise spesifik olarak bir klinik semptomu hedefleyen tedavi yöntemlerini ifade etmektedir.
Çoğu uçucu yağlar güçlü antimikrobik özelliğe sahiptir. Özellikle, kekik, çöp karanfil, tarçın, yenibahar, limon otu, limon, okaliptüs güçlü mikrobiyolojik etkileri olan yağlardır. Uçucu yağların sinir sistemi üzerinde ferahlatıcı, sakinleştirici stres atıcı, ağrı kesici, zihin açıcı, uyutucu, kasılma ve spazmları önleyici, yara iyileştirici, sindirim ve solunum sistemlerini düzenleyici, düşük yaptırıcı, mikrop ve mantar öldürücü ve cilt hastalıklarını iyileştirici etkileri vardır.
Aromaterapi Yağları Nasıl Kullanılır?
Aromaterapi çoğunlukla güzel kokuların organizma üzerindeki etkisi olarak bilinse de aslında çok geniş ve zengin bir kullanım alanına sahiptir. Uçucu yağlar çoğunlukla cilt üzerine doğrudan değil, sabit yağlar ile belirli oranlarda seyreltildikten sonra uygulanırlar. Ancak, bazı istisnai durumlarda doğrudan cilde uygulama olabilmektedir. Mesela lavanta yanıklarda, çay ağacı sivilceler üzerinde limon nasırlarda doğrudan küçük miktarlarda uygulanabilmektedir. Saç bakımı için şampuana veya son durulama suyuna birkaç damla biberiye, yenibahar ve papatya yağları damlatılarak kullanılabilir.
Aromaterapide kullanılan yağların cilt, vücut ve kişisel bakım ürünlerinin içinde kullanılmasının yanısıra zindeleştirici, konsantrasyon ve dikkat artırıcı uyarıcı, gevşetici, sinir sistemini rahatlatıcı ve sakinleştirici etkileri için kullanımları mevuttur. Bunlar:
- Sıcak suya damlatılan uçucu yağların inhalasyonu (buğu)
- Uçucu yağların alttan ısıtılarak bir kaptan buharlaştırılması
- Sıcak suya uçucu yağ ilave edildikten sonra banyo yapılması
- Uygun bir yağda çözünmüş uçucu yağ ile masaj yapılması ile şeklinde olabilmektedir.
Uygun sıcaklıkta etkilerini gösteren bu yağların doğru dozlarda, doğru uygulama şekliyle kullanımı yağların etkileri açısından çok önemli olduğu unutulmamalıdır.
Leave feedback about this